Bir yandan da Gazi Eğitim Enstitüsüne taşınan
Müzik Öğretmen Okulunda müdür yardımcılığı yaptı, Türkçe dersleri verdi. 1939’da
Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in buyruğuyla asistanlık kadrosunun
kaldırılması üzerine, öğretmenliği Ankara’daki ortaokul ve liselerde sürdürdü.
1950’de Gazi Eğitim Enstitüsünün uygulama okulu olması kararlaştırılan Namık
Kemal İlk ve Ortaokuluna müdür atandı ve bu okulların kurulmasını
sağladı.
Türkçenin eğitim ve
öğretiminin çağdaş yöntemlerle yapılması için arayış içinde olduğu bir dönemde
1954’te Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi’ne “raportör” sanıyla
atandı. Bu yeni görevi ona, ilk ve orta dereceli okulların yönetmeliklerini,
izlencelerini yorumlama, değiştirme, yeniden biçimlendirme yollarını açarken,
çağdaş bir eğitimci ve yönetici olarak kendisini de yetiştirme olanağı sağladı.
Burada çalışırken “High School”ları incelemek üzere 1959 Eylülü ile 1960 Şubatı
arasında ABD’ye gönderildi. O yıllarda ABD, “National Deference Act” (Ulusal
Savunma Yasası) adlı bir yasa çıkarmıştı; bu yasanın bir bölümü eğitim
çalışmalarını hızlandırarak güçlendirmeyi amaçlıyordu. Bu etkinlikler arasında
anadili (İngilizce) eğitimi önemli bir yer alıyordu. Bu amaçla ABD’deki her
eyalet yeni izlenceler yapıyor, bunların uygulanması için kılavuzlar
hazırlıyordu. Öğrencilere de kendi ülkelerinin edebiyatını ve dünya edebiyatının
başyapıtlarını okutabilmek için çeşitli yayınlar yapılıyordu. Göğüş, anadili
üzerinde yoğunlaşan bu çalışmalardan çok yararlandı, bu konudaki yayınların
oldukça önemli bir bölümünü Türkiye’ye getirdi. Bu kaynaklardan yararlanarak
daha sonraları “İlkokullarda Türkçe Öğretim Kılavuzu” (1968) adlı yapıtı yazdı.
(Kitabı, o yıllarda yeniden düzenlenmekte olan “İlkokullar Programının Türkçe
bölümüne uygulama kılavuzu olması için MEB buyruğuyla hazırlamıştı, kitap
bakanlıkça basıldı.)
1963’te MEB, Öğretmen Okulları
Genel Müdür Yardımcılığına, 1964’te de Bakanlık Başmüfettişliğine atandı.
1966’da kendi isteğiyle emekli oldu, bu tarihten başlayarak 1974’e dek Türk Dil
Kurumu’nda yönetmen sanıyla çalıştı.
Dil Devrimi doğrultusunda
yenileşen Türkçenin tutkunu bir eğitimci-yazar olarak anadili eğitiminin
yalnızca metin üzerinde “oku-anlat” çalışmasına indirgenemeyeceğine inanıyordu.
Öğrenci, anadilinin kurallarını iyi öğrenerek konuşma ve yazma becerisi
kazanmalı, sanatsal ürünleri okuyup değerlendirme aşamasına yükselmeliydi.
Göğüş, bu düşünceden yola çıkarak Avrupa’daki ders kitaplarını da incelemeyi
sürdürüyordu. Avrupa’da anadili eğitimi sırasında özenle seçilmiş metinler
üzerinde dilbilgisi kuralları öğretiliyor; sözlük çalışmalarıyla çocuk ve
gençlerin sözvarlığı varsıllaştırılıyor; sözlü ve yazılı anlatım etkinlikleri,
yine özenle seçilmiş metinlerden yola çıkarak yapılıyordu. Böylece özenle
seçilmiş, yazınsal değeri olan bir metin, anadili eğitiminde tam bir kaynak ve
örnek oluyordu.
Onun bu
anlayışla ortaokullar için kitap yazma eylemi, 1944’te MEB’nin açtığı bir
yarışma ile başladı. Yarışmanın koşulları, yabancı kitaplardaki yöntemlerin iyi
bilinmesi, irdelenmesi gerektiğini de vurguluyordu. Göğüş sonradan bu koşulları
Sabahattin Eyuboğlu’nun hazırladığını öğrendi. Bu koşullara uygun kitap
hazırlamak için Eğitimci-Yazar Kemal Demiray ile anlaştı. Birlikte
hazırladıkları ortaokullar için Türkçe kitapları yarışmada en yüksek puanı
alarak birinci seçildi. 1945’ten başlayarak bu iki saygın eğitimci, özenle ve
emek vererek hazırladıkları Türkçe, dilbilgisi kitaplarıyla ülkenin hemen hemen
bütün okullarındaki çocukların öğretmeni oldular. Beşir Göğüş, 1981'de MEB'nin
ilkokullar için Türkçe ders kitabı yarışmasını kazandı; Özal hükümetinin ders
kitapları seçimini serbest bıraktığı 1980'lerin ortasına dek Türkiye'deki tüm
ilkokullarda onun Türkçe kitabı okutuldu.
Beşir
Göğüş, bugün de çoğu öğretmenin yararlandığı aşağıdaki yapıtları üretti:
Faydalı Dilbilgisi, Ortaokullar I, II ve III.
sınıflar için (1959),
Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın
Eğitimi(1978),
Türkçe, İlkokullarI, II, III, IV, V. sınıflar için (1981),
Türkçe Dilbilgisi, Okuma, Dinleme, Anlatım,
İlkokullar IV, V. sınıflar için (1989),
Seçme Yazılar, Seçme Kitaplar, Ortaokullar I,
II ve III. sınıflar için (1950, N. Ataç ile),
Türkçe Sözlük (1968, Hamdi Olcay ile),
Resimli Çocuk Sözlüğü(1971),
İlkokullar İçin Türkçe Kitapları Öğretmen
Kılavuzları(1982),
Ortaokullar İçin Türkçe Öğretmen Kılavuzu
(1992),
Bireysel Öğretim ve Grup Çalışmaları(F. Mory’den çeviri, 1956),
Meslek Liseleri İçin Türkçe, I, II, III.
sınıflar için (1992, H. Saral-E. Saral ile),
Sözlü ve Yazılı Anlatım(Anadolu Üni., Açık Öğretim Fakültesi ders kitabı, 1991),
Anlatım Terimleri Sözlüğü(1998),
Yazın Terimleri Sözlüğü (1998, F. Oğuzkan, O.
Önertoy, M. Ünlü, S. Koçak ile).
Beşir Göğüş, resmi bir görevi
olmaksızın Türkçenin doğru öğretilmesi için çalışmayı yaşamı boyunca bırakmadı.
1981’de Hollanda’da kurulan “International Mother Tonguc Education Network”
(Uluslararası Anadili Eğitim Örgütü) çalışmalarına katıldı, bu örgütün isteği
üzerine “Türkiye’de Türkçenin Anadili Olarak Öğretimi” ve “Türkiye’de Anadili
Eğitimi Bibliyografyası” araştırmalarını hazırladı. Yazıları, örgütün yayınları
içinde yayımlandı (1988).
Yine bu örgütün isteği üzerine
Sevim Yücesan ile birlikte “Türkiye’de Bir Türkçe Eğitimi Portresi” (1988) adlı
yapıtı hazırladı, yapıt hem adı geçen örgüt yayınları arasında, hem de
Türkiye’de yayımlandı.
Beşir Göğüş, Türkçeyi,
Türkçenin eğitim-öğretimini ele alan birçok yazı yazdı. Atatürk’ün Türk Dil
Kurumu 1983’te kapatılınca, 12 Eylülün bu hukuk tanımayan uygulamasına tepki
gösteren 34 aydınla birlikte 22 Nisan 1987’de Dil Derneği’nin kurucuları
arasında yer aldı. Bu tarihten başlayarak ölümüne dek Dil Derneği Yönetim Kurulu
üyesi olarak görev yaptı.
Öğretmen kimliğiyle olduğunca
dost, arkadaş kimliğiyle, sevecen, sıcak davranışlarıyla öğrencilerinin,
birlikte çalıştığı dilcilerin, kendisini tanıyan herkeste saygı ve sevgiyle
anımsanan izler bıraktı.
17 Ağustos 1999’da Marmara
Bölgemizi yerle bir eden depremde Yalova’da idi, yazları dinlenmeye gittiği
Yalova’daki evinde de Türkçeyi düşünüyor, Türkçe için çalışıyordu. Bu depremde
eşi Cemile Göğüş ve kızı Sezen Göğüş ile birlikte yaşamını yitirdi.
Geride kalan evlatları Dilek
Göğüş Ülgüray- Metin Ülgüray ve torunları Deniz ile Defne, onun düşüncelerini,
Türkçenin eğitimine verdiği emeği unutturmamak amacıyla Beşir Göğüş’ün kurucusu
olduğu Dil Derneği ile birlikte bir ödül düzenlediler.Ödül, her yıl Göğüş’ün
doğum günü olan 12 Şubatta sahibini buluyor.
|