Dünyaya gelmeden bir gün öncesinde annesi Suzan Hanım rüyasında sakallı bir dede görür ve yarın bir oğlun olacak adını Mustafa koy der annesi de bu rüyayı babasına anlatır ve babası bu işte bir hayır vardır diyerek adını Mustafa koyar. Babasının ismi Hacı annesi nin ismi Suzan olan Mustafa Uğur 14 kardeştir ancak bunarın yalnızca 9’u özdür.
Babasının da sesi güzel olan Mustafa Uğur kardeşlerinin arasından babasının bu özelliğini alan tek evlattır. 6 yasına kadar yalnızca babasıyla gezen Mustafa Uğur sesinin güzelliğini babasıyla gezdiği yıllardaki kulak dolgunluğu ile birleştirince işte bu ilginç hayat hikayesi karşımıza çıkar.
1981’de 6 yaşında Gaziantep’in Yavuzlar İlkokulu’nda okula başlayan Mustafa Uğur’un sesi 2. sınıfta keşfedildi. 2. sınıftaki bütün şarklarını aşık olduğu kız için utanarak söyleyen Mustafa, şarkılarını kafasını masaya dayayarak okurdu ve zil çalana kadarda kafasını kaldırmazdı. Mustafa Uğur’u bir gün hocası yanına çağırdı ve iller arası bir yarışma var diyerek O’na bir türkü söyle dediler. Çocukluğundan itibaren Ferdi Tayfur hayranı olan Mustafa Uğur, Ferdi Tayfur’dan Huzurum Kalmadı şarkısını söyledi ve hocası bu türkü değil diyerek O’na Burası Muştur’u ve bir tane de Gaziantep şarkısı okumak zorunda olduğu için Karanfil Deste Gider şarkısını öğrettiler. Mustafa 10.000 kişinin içinden birinci olmuştur.
Ödülünü o zamanlar Gaziantep Valisi olan Sayın Abdulkadir Aksu’dan almıştır.
O zamanlar plak şirketleri bölgeler arası yapılan yarışmalara gelip sesi güzel olanlara şans veriyorlardı.Mustafa Uğur’da şansı hak edenlerdendi ve yarışmadan sora Güner Plağın sahibi Ethem Güner yanına geldi ve seni İstanbul’a götüreceğim dedi. İstanbul’a gelip
kasetini yapan Mustafa Uğur o dönem şöhretine ulaştı daha sonra babasının rahatsızlığını öğrenince Gaziantep’e geri dönmek zorunda kaldı ve babası vefat etti daha sonra İstanbul’a dönmedi Gaziantep’te kalarak öğrenimini tamamladı.
Futbolla da arası iyi olan Mustafa Uğur o dönem Gaziantep Spor’un altyapı seçmelerine katıldı ve 60 kişinin arasından yapılan seçmelerde göze çarpan 2 kişiden biri de Mustafaydı.
Gencecik yaşına rağmen 16 yaşında Gaziantepspor’da A takıma yükseldi ve Türkiye 1. Futbol Ligi’nde top koşturmaya başladı. Azimli kişiliği ile güçlü fiziğini biraraya getiren Mustafa Uğur çok kısa sürede Türk futbol kamuoyunun çok çabuk dikkatini çekti. Bu esnada Genç Milli takıma yükselmiştir. Kısa süre içinde Fatih Terim’in teknik direktörlüğünü yaptığı Ümit Milli Futbol Takımı’na da çağrılmış ve milli futbolcumuz olmuştur.
Profosyonel futbol hayatını Denizlispor ve Kahramanmaraş Takımlarında sürdüren Mustafa Uğur aslında çok da mutlu değildi.
O’nun aklında müzik kalmıştı çünkü. Mustafa’ya göre bir insan sevdiği mesleği yapmalıydı ve çok radikal ve herkezi şaşırtan bir kararla futbolu bırakıp İstanbul’a hayellerinin peşine tekrardan düştü. İstanbul’da Unkapanı’na gitti bütün zorluklar onu bekliyordu üstesinden gelemeyeceğini düşündüğü anda karşısına Azer Bülbül ve Alihan çıktı. Azer bülbül Mustafa’yı Mustafa Topaloğlu’na yönlendirdi. Orda Hasan Çelik’le tanışdı ve bir şekilde sesini ona duyurdu. Hasan Çelik şarkısını tamamlamasına bile gerek duymadan Mustafa’ya sen artık bir starsın demişti. Onu ortakları olan Yusuf Akpınar ve Celal Bağlan’la tanıştırdı. O dönem iyi bir firma buldular ve Mustafa Uğur yarım kalan hayallerini tamamlamak üzere olduğunu hissederek tekrar heyecanlandı. Boş zamanlarında müziği daha da öğrenmek için Arif Sağ’ın okulunda bağlama kursuna başladı.O zamanlar albümü için şarkı arayışı içinde olan Mustafa Uğur bir gün bağlama çalan arkadaşlarının program yaptığı türkü bara gitti ve orda söylenen töre türküsünü dinledi ve işte o aradığı türküyü bulmuş oldu. Kasetin alt yapılarının hazırlanması ve enstrümanlarının çalınması aşamasında Mustafa Uğur’u Kahramanmaraş’a
gönderdiler. Burada bir ay bekledi. Bir ayın sonunda İstanbul’a çağrıldı ve ilk Ölmem mi şarkısını okuyarak kaset piyasaya çıkartıldı. Bir haftada 30.000 kaseti satıldı her yerden kasetleri isteniyordu.
Bir milyonu aşan kaset satışları oldu ve tam anlamıyla Türkiye’de bir star doğmuştu. İlk kasetinde kazanmış olduğu başarı şüphesiz ki Mustafa’nın futbolu bırakıp İstanbul’a gelmesinde ne kadar haklı olduğunun gerçek bir göstergesiydi.
1996’da ikinci kaseti çıktı. Türkiye’nin önemli insanlarıyla çalışmaya başladı ve tecrübeleri giderek arttı. 1999’a kadar 3 kaseti daha çıktı.
Cinayet Var isimli kasedine film yapımı ile ilgili bir teklifi değerlendiren Mustafa Uğur Güney Doğu Anadolu’ya film çekim ekibi ile gitti.
Yönetmenliğini Gani Şavata’nın yaptığı Kazım Kartal, Murat Soydan gibi önemli isimlerin rol aldığı film çekimleri esnasında talihsiz bir iş kazası sonucu yönetmen Gani Şavata ağır yaralandı ve bu talihsiz olay ile birlikte ne yazık ki film çekimi sonlandırılamadı.
Daha sonra 1999 yılında TMC’ye transfer oldu. Derin Sevda adlı kasetini Mehmet Dağdelen yönetmenliği ile yapmıştı ki birden asker kağıdı geldi ve askere gitmek zorunda kaldı.
Askerdeyken 18 ay boyunca keman çalan Mustafa Uğur müzik donanımını daha da geliştirmiş oldu. Onsekiz aylık sürecin bitmesiyle geri döndüğünde TMC’ye devam ediyordu ama bir süre sonra yolları ayrıldı ve Uğurum diye kendi kasedini yaptı ama istediği, hedeflediği başarıyı bu kasetinde bulamadı en son İstemediler adlı bir kaset yaptı bu kasede çok emek verdi ve bu kaset ses getirdi.
Şuanda hazırladığı kasetine ilginin çok iyi olacağına emin ve bu kasetin onun miladı olduğunu düşünüyor.
Kasetin ismi Gece Masalı. Yönetmenliğini Mehmet Dağdelen yapıyor bu kaset için çok çalışan ve kasetin kendisini yansıttığını söylen Mustafa Uğur, bu kasetle hayellerinin gerçeğe dönüşeceğine inanıyor ve 3 yıl sonra tekrar dinleyiciriyle buluşmanın heycanını yaşıyor. Kasedin hemen hemen her şeyiyle kendisi ilgilenen Mustafa Uğur yeni sound çalışmalarını İsveç’te yaptı. Bu kasette Mahsun-i Şerif’ten Burhan Bayar’dan Mehmet Şükrü Işık’tan besteler almıştır. Bu kasetin ilk klibini de Dua isimli parçasına çekmiştir.
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/muzik-tr/195763-mustafa-ugur-mustafa-ugur-kimdir-mustafa-ugur-hakkinda.html#ixzz29KRRpS2u
|