GÜMÜŞ KIZ EFSANESİ
GÜMÜŞ KIZ EFSANESİ  
Bu, Gümüşhane adı üzerine kurulmuş bir hazin hikâyedir. Dr.Mehmet Önder'in 1972'de Yapı Kredi Bankasınca basılan "Şehir'den Şehir'e, Efsâneler, Destanlar, Hikâyeler" adlı kitabının 65.sayfasından aktarılmıştır:
"Bir zamanlar bu bölge'nin bir Bey'i, Bey'in GÜMÜŞ adında güzel bir kızı varmış. Kızın güzelliği dillere destan. Şöyle salına salına bir çıktı mı, herkesin gözleri kamaşır, yüreği hoplarmış. Kızı, Komşu Beylerden isteyen çokmuş, ama, onun gönlü, ne Bey'de, ne Paşa'daymış. O fakirliğine fakir, fakat yakışıklı, yiğit bir delikanlıya aşıkmış.
 
Gel gör ki, Babası : "İlle de Beyler'den biriyle evleneceksin" diye tutturmuş. Gönül bu, ferman dinler mi ? Kız: "Ölürüm de varmam" demiş. Bey, bakmış olacak gibi değil, biricik kızına da kıyamamış, Gümüşhane'nin bulunduğu yerde, gümüşten bir köşk yaptırarak, kızını bu gümüş köşke kapatmış. Kızcağız ömrünün çilesini bu köşkte doldurmuş, aşkının karşılığını böylelikle ödemiş. Altın sarısı sırma saçları gümüş gümüş tel oluncaya kadar...
Sonra bir şehir kurulmuş burada, adına da "Gümüşhane" demişler.
BÎR EFSANEDE ŞÖYLE
Tarih Öğretmeni Şeydi Köktürk'ün 12 Ağustos 1943 tarihli Gümüşeli, Gazetesi'nde "Gümüşhane Üzerine" başlıklı yazısından :
Şeydi Köktürk, Annesi, Değirmenbahçesi'nden Hayriye Ekinci'den ve Canca Mahallesi'nden Hanımoğlu Battal Ağa'dan dinlendiğine göre:
Canca Kal'ası Komutanı, Gümüş Dağ'da, gümüş bir sarayda otururmuş. Bu Komutan'ın bir tek kızı varmış. Bu kız bir dünya güzeliymiş. Güldükçe güller açılır, ağladıkça gümüşler saçılırmış. Adı da zaten "Gümüş Kız" mış.
Bu kız, her gün gümüş nalınlar giyer, gümüş testisini eline alır, gümüş dağdan iner, gümüş tasla, gümüş testisine su doldurur, dönermiş. Bu gidiş gelişlerde, ter bıyık bir çobana âşık olmuş. Oysa ki babası onu, kendi Komutanları'ndan birine verecekmiş. Öyle ya ! Develer bile yolda giderken zilleri, "Dengi dengine ! dengi dengine !" der de vurur. Koca Komutan, bir çoban parçasına, dünya güzeli kızını nasıl versin ? Eller ne der sonra! vermemiş.
Kız deli-divâne dağlara vurmuş. Babası ne dediyse, ne ettiyse yola gelmemiş, O'na "He! " dedirtmemiş. Ne yapayım, ne edeyim, derken tutmuş bir yerde kızına gümüşten bir saray yaptırmış, yüreğine taş bağlayarak da, dünya güzeli kızını bu saraya hapsetmiş. Derler ki bugünkü Musalla deresi, bu gümüş kızın göz yaşları imiş. Gümüşhane, adı da ordan kalmış.

Anteplice Dil Dersleri
 
=> Fıkralar

=> Anteplice Sözlük

=> Anteplice Beddualar

=> Anteplice Atasözleri Deyimler

=> Antep Tekerlemeleri

=> Gaziantep Manileri

=> Antepoloji Bölümü

=> Antepliyik Demek için

=> Gaziantep Ninnileri
 
 

=> Anteplice Karikatür

=> Anteplice vido

=> Anteplice Dualar

=> Örnek konuşma

=> Anteplice Yeminler

=> Şiirler

=> Gaziantep ağzından derlemeler

=> Gaziantep'li olmak

=> ALLEBENDEN ANILAR
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol