Çine Çayı Efsanesi
Efsaneye göre bütün güzel sanatların tanrısı olan Apollon, yeryüzünün bu güzel köşesinde saz çalarak dolaşır. Diğer tanrılara ve ölümsüz perilere neşeli dakikalar yaşatırmış. Birgün bu yöreye bir ölümlü gelip yerleşmiş. Elinde hiçbir gökyüzü tanrısının ve perilerin bugüne kadar görmediği uzun bir kavalı varmış. Ölümlü uzun kavalı öyle güzel üflüyor, ona öyle etkili nağmeler çıkartıyormuş ki herkes vecd ile dinliyormuş. Periler ölümlünün, sazını Apollon’dan daha güzel ve daha dokunaklı çaldığını birbirlerine fısıldamışlar. Üstelik sazının da apollon’un sazından daha etkileyici ve büyüleyici olduğunu söylemişler. Bu sözler Apollon’un kulağına kadar gitmiş. Çok öfkelenen ve gazaba gelen Apollon, ölümlüyü tanrıların huzurunda yarışmaya davet etmiş. Şimdiki Çine Çayı’nın vadisinde yarışmaya başlamışlar. Ölümlü sazını o kadar güzel üflemiş, o kadar dokunaklı çalmış ki buna ytanrılar bile şaşmış. “Artık ölümlünün üstünlüğünü kabul et apollon, sazını senden çok daha güzel çalıyor” demişler.
Ölümlünün üstünlüğünü bir türlü içine sindiremeyen Apollon tanrısal gücü ile ölümlünün derisini diri diri yüzdürmüş, onu Hades’in yanına göndermiş. Bu olaya periler o kadar üzülmüş, o kadar göz yaşı dökmüşler ki akan gözyaşları nehir olup akmış. Perilerin gözyaşlarının oluşturduğu Çine çayı o günden peri hala durmadan akarmış.”
|