- Hasanika git da bak. Kazanun içine boncuklarım ordamidur?
Hasanika bili ya işi uzaktan bakar kazana.Der Fadime'ye:
- Ben gormedum, sen bi bak onlara. Tam bakar iken Fadime. Vurur oğa bi tekme. Atar oni kazanın içine. Pişirur oni eder kavurma, koyar sahanlara yerleşturur tereklere.
Kelir Cazi Karisi bakar etler tereğe, başlar onlari yemeğe. Yerken da:
- Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri. Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri.
Hasanika meğer çıkmuş idur çatıya der ordan oğa:
- Fadimenun etleri cimi cimi butleri.
Cazi Karisi duyar oni, tükürur yediklerini. Kurar hemencecuk bi plan. Uğraşur çatıdan aşağı indirmeyi oni.
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Eskemileri koydum birbiri ustune oyle çiktum.
Oda koyar iskemileri ust uste. Çıkar ustlerine.Çıkar ustlerine da beceremez duşer altına, incitur dizini. Gene seslenur:
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Yiğne yine ustune koydum da öyle çiktum.
Kodi yğne yiğne ustune çıkamadi. Geçti yiğneler oğa.
- Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun?
- Kizdurdum bi şiş soktum oni kendume, attı beni buraya.
Cazi Karisi kizdurur bi şi, sokar oni kendine; ceberur kider. Hasanika iner aşağa. Araştirur bulur Cazi'nun hazinelerini.Olur zencun.
KOLCUYA OYUN
Köye devamlı kolcular gelir. Köylüye karşı katı davranışlarda bulunur ve her seferinde eziyet ederlermiş. Yine günün birinde kolcular gelir.Köylüyü cami avlusuna toplayarak sık boğaz ederler. Tarladan dönen muhtar Mustafa Dayı bunları dinler ve yaklaşarak onları evine davet eder. Davete de icabet etmezler. Çalışma kiyafetine bakarak değerlendirip kim olduğunu da sormazlar. Akşam vaktine yakın bir zamanda geri dönüşlerinin mümkün olmadığını düşünen kolcular muhtarı sorarlar. Köylüler de; muhtar, sizi davet eden kişi idi derler. Davranışlarından mahcup olur ve sorarak muhtarın evine giderler. Mustafa Dayı, davranışlarına ders olması için bir kurnazlık düşünür. Çeşitli yemekler hazırlatır. Sofraya önce lahana gelir ve düşük bir fiyat söylenir. Ardından her yemeğin fiyatı artırılarak sofraya konulur. Kolcular işin ciddi olduğunu anlarlar ve ucuz buldukları lahanayı yerler ve susarlar.
Yatmaya sıra gelince saman yatak, post ve yün yatak gösterilir. Onlara da farklı fiyat konur. Misafirler ucuz yatak derler ve onları tercih edip yatarlar.
Sabah kahvaltısında da fiyatlar verilir ve kahvaltı biter. Kahvaltı sonunda muhtar hesapları çıkarır ve parayı ister. Ancak birinin parası yeişmez. Mustafa Dayı paranın peşin olduğunu söyler ve taviz vermez.Bunlar yalvarınca Muhtar: "Benim üst başım uygun olmadığı için selamımı almadınız, davetimi bile kabul etmediniz. Siz bizi kiyafetlerimizle değerlendirmeye kalktınız. Biz belki fakiriz ama gönlümüz zengindir. Bizi hakir görmeyin. Bu paralarınızı alın ve bu köylüyü de küçük görüp eziyet etmeyin" der ve onları uğurlar. Kolcular iyi bir ders aldıklarını düşünerek ayrılırlar.
Kaynak Kişi: Rahmetli Mustafa Çukur Tunca Köyü Eski Muhtarı
Derleyenler : Hızır Kuyumcu, A.Paşa Kabaoğlu
|