Değirmen Efsanesi
Bir zamanlar Meydan Çayı üzerinde İskilip halkının ekmeklik ununu sağlayan bir değirmen vardır.Değirmenci Ermeni yada Rum dur.Zaman zaman unu pahalılandırdığı için yöredekiler kendisine çok kızarlar.Değirmen yıkılır yerine bir gecede sebze bahçesi yapılır.Değirmenci canını zor kurtarır.Davacılar,halk kadıya başvurur.Orada değirmen değil sebze bahçesi olduğunu ileri sürer.En yaşlı üç kişiyi de tanık gösterir.Kadı olay yerine gelip üç tanığı çağırır.
Mal sahibi değirmenin yöredekilerce yıkılıp yerine sebze bahçesi yapıldığını öne sürer.tanıklar :
-Burada değirmen yoktu,olsaydı bir izine rastlanırdı.Biz bildik bileli burası sebze bahçesidir,derler.Kadı yemin edip etmeyeceklerini sorar.Onlarda:
-Başımızdaki şu cana yemin ederiz ki bastığımız toprak ceddimizdir,derler.Kadı değirmene ne olduğunu sorunca da :
-Olumuşu da olcağı da budur,derler.bunu üzerine değirmen davası düşer.
Efsaneye göre üç yaşlı adam yalan yere yemin etmiştir.Sarıklarının arasına ölü bir serçe yavrusu,ayakkabılarının içine kendi tarlalarından toprak ,sağ göğüslerine olmuş,sol göğüslerine de olmamış bir armut koymuşlarıdır." başımızdaki şu can derken, serçeyi,bastığımız topraklar ceddimizin "derken ayakkabılarının içindeki toprağı "olumuşu " derken sağ göğüslerindeki olgun armudu "olacağı budur" derken ham armutu kasdetmiştir.
|