Bugün Anadolunun hemen her yerinde olduğu gibi, kızı veya oğlu olan aileler, kızını evlilik çağına geldiği zaman, oğlunu de genellikle asker dönüşü evlendirirler.
a) Kız Arama:
Oğlanın istediği veya aile arasında beğenilen bir kız tespit edilir. Kızın gönlünün olup olmadığını anlamak ve davranışlarına bakmak için bir veya iki kadın kız evine gider. Kızın gönlü var ise ve beğenildiyse dünür gönderilir.
b) Dünür:
Ailenin yakınlarından ve hatırı sayılan birkaç kişi kız istemeye giderler. Biraz sohbetten sonra, “ALLAH’ın emri ve Peygamber Efendimizin kavli” ile kız istenir. Kız evi, “Kısmetse olur” diye düşünmek ve oğlanın durumunu sormak için mühlet ister. Durum tetkik edildikten bir müddet sonra oğlan evi neticenin ne olduğunu sormak üzere tekrar gider. Oğlanın durumunu tetkik eden kız evi, münasip görmediyse veremeyeceklerini, beğenmişlerse nişan gününü tespit edip, alınacak eşyaların neler olacağını konuşurlar.
c) Nişan:
Tespit edilen güne kadar oğlan evi tarafından nişan giysileri ve yüzük alınır. Ailenin durumuna göre nişan ya evde aile arasında, yada düğün salonunda yapılır. Nişan yerinin temini kız evine aittir. Nişan salonda yapılacaksa kalabalık bir davetli topluluğu bulunur ve saygı duyulan bir büyük tarafından yüzükler takılır. Bunun üzerine gelin kıza, oğlan tarafı para ve kıymetli eşyalar hediye eder. Nişan pastası getirilerek misafirlere dağıtıldıktan ve eğlenildikten sonra davetliler dağılır.
d) Düğün:
Her iki taraf düğünden 15 gün önce hazırlıkların bitip bitmediğini birbirlerine sorarlar. Hazırlıklar bitmemişse düğün bir iki ay ertelenir. Hazırlıklar bitmiş ise, hemen resmi işlemlere başlanır. Düğün kurulmadan önce kız, oğlan evi tarafından şehre götürülerek izinnamesi çıkarılır. Düğüne davet edileceklere basma veya pazenden birer metre yolluk alınır. Buna “Gönüllük” denilir. Düğün genellikle bir hafta devam eder. Düğün haftasının başında oğlan evinin damına bayrak dikilir. Böylece düğün olacak ev belirlenmiş ve ilan edilmiş olur. İlk günden itibaren kadınlar oğlan evinde toplanarak eğlenmeye başlarlar.
Salı günü komşu köyler davet edilir. Komşu köylerden gelenler, önde bayraktar olmak üzere, tutulan çalgıcılar ve köy halkı tarafından topluluk halinde karşılanır. Oğlan evi gelen misafirleri ağırlar. Akşam da kadın ve erkeklerin eğlenceleri ayrı, ayrı devam eder. Çarşamba günü çevre köylerden gelenlerle köy meydanında toplanılır. Sabahtan akşama kadar halay çekilir ve güreş yapılır.
Belirli bir uzaklıktaki testiyi (Kelle) vurmak için atıcılık müsabakası yapılır. Güreşte başı alana ödül olarak bir keçi verilir. Testiyi vurana ise şeref ödülü olarak damadı koruma görevi verilir. Çünkü damat korunmaz ise kaçırılır. Geri kurtarmak için kaçıranlara para verilir. İkindiden sonra halk oğlan evinde toplanır. Sonunda bayrak oğlan evinden indirilerek, milli ve mahalli kıyafetler giyen kadınlar, önde bayrak, erkeklerle birlikte kız evine giderler. Kız evi bahşiş almak için kapıyı açmaz. Oğlan evi bahşişi vererek kapıyı açtırır. Böylece kadınlar içeriye girerler. Erkekler, bayrak ve çalgıcılarla birlikte oğlan evine dönerler. Aynı gece erkekler düğün odasında toplanarak geç saatlere kadar içki içip eğlenirler.
h) Kına Gecesi:
Kız evine gelen kadınlar, burada yemek yerler. Yemekten sonra eğlence başlar. Başka bir yerde bulunan gelin kızı getirmek için tef çalan iki kadın, hem tef çalarak hem de şu nağmeleri söyleyerek kızı getirirler.
Kız anası, kız anası
Hani bunun öz anası
Çağrın gelsin kız anası
Yaksın elinin kınası
Kız da buna karşılık olarak şunları söyler:
Bahçenizde ot mu idim,
Üstünüze yük mü idim,
Bir kız size çok mu idim,
Oy anam oy, vay anam vay.
Kadınlar gelin kızı ortalarına alırlar ve buraya konan bir yastık üzerine dua okuyarak üç kez kaldırıp otururlar. Bu arada kadınlar oynarken getirilen kına, kızın sağ elinin ortasına ve ensesine yakılır. Başına al (kırmızı) ve yeşil tülbent örterler.
Gelinin kınası yakıldıktan sonra burada bulunan kadınlarda kına yakarak,çerez dağıtırlar. Eğlence bittikten sonra gelin kızın yanında yer alan yakın arkadaşları, diğer kadınlarla birlikte şu nağmeyi söyleyerek ayrılırlar.
Tuz çömleği, tuzsuz olmaz
Büyük evler kızsız olmaz
Kız eşim kız ayrılalım
Sabah olsun bir olalım.
i) Gelin Çıkarma:
Gelin kızla beraber kalan kızlar sabah erken kalkarlar ve gelin kızın çeyizini dışarı çıkarırlar. Oğlan evinden bir kadın gelin kızın gelinliğini getirir. Bahşişini aldıktan sonra teslim eder. Elbise gelin etrafında üç defa dolandırılarak giydirilir. Ayrıca başına fes te giydirilir. Yüzüne al, alın üzerine yeşil bunun üzerine de beyaz atkı örterler. Atkının üzerine de altın takarlar. Giydirme işlemi bittikten sonra, kız evde bulunan herkesle vedalaşır.
Oğlan evinden bayrakla, halay çekerek kız evine gelin almaya gelen seğmenler, gelinin eşyasını bir arabaya yüklerler. Gelin kardeşi tarafından beline al kuşak bağlanarak, doru bir ata bindirilir. Büyüklerden biri atın başını çekerek, toplulukla beraber köy etrafında dolaştırılır. Mezarlık yakınından geçilerek gelin oğlan evine getirilir.
Damat evin kapısında bekler. Damadın annesi, babası, yakınları ve düğüne gelen davetliler tarafından hediyeler verildikten sonra gelin attan iner. Damatla birlikte kesilen kurbanın üzerinden atlayarak eve girerler. Gelin eve girerken, damat, daha önce hazırladığı bozuk paraları cebinden çıkararak arkasına atar. Bu arada silahlar atılır, halaylar çekilir. Bir müddet sonra da düğün resmen bitmiş olur. Böylece çevre köylerden gelenler de köylerine dönerler. |
|
|
|