Oltu'nun Kurtuluş Destanı..
-1-
Gene parıldamış ufkun,ey
Vatan! .
Gene dağlarinda hep aynı vâkar.
Gönül ister, diye sana bir destan,
Dil kâfi değil ki buna; ne çıkar.
-2-
Çevirip tarihe şöyle gözümü,
Götüreyim gerilere sözümü,
Söyliyeyim bent ederek özümü,
Yapıpta dilimi gönlüme ayar.
-3-
Bir gün idi; karanlık mı, karanlık,
Vatan yanık, gönül yanık,
dil yanık,
Gözler hasta, nemli, fakat uyanık,
Dağda, taşta, toprakta bir intizar.
-4-
Bir matem
şarkısı, hep perde, perde,
Yükselip duruyor baktım her yerde,
Ermeni bu yurtta, sahibi nerde?
Yetmez mi bu hicran, yetmez mi efkâr?
-5-
Çizmesi kirliler gezmesin artık,
Dedemin ruhunu üzmesin artık,
Yavrumun bağrını ezmesin artık,
Diyen Türk'ün gözlerinden kan akar.
-6
Sarardı yaprağım, solsun mu gülüm?
Esaret olur mu? saadet ölüm,
Ermeni her yerde yapıyor zulüm,
İnsaftan çok uzak, gaddar mi gaddar.
-7-
Sebilere kıydı, evleri yaktı,
Toprağımı aldı, yurtsuz bıraktı,
Kim bilir hâla ne yapacaktı?
îşte buna benzer daha neler var?
-8-
Bu matemli günler böyle gider de,
Durur mu Türk artık durduğu yerde?
Esti bir kurtuluş sevdası serde,
Bir gün ki; her taraf diz boyunda kar.
—9—
Soğuk mu soğuk, fırtına, bora,
Donmuş bütün sular, buz tutmuş dere,
Dadaş'ım gönülden coşmuş bir kere,
Kiyametler kopsa artık kim bakar.
-11-
Evet, böyle işte, zorlu vurdular,
Kırılmaz denilen kolu kırdılar,
Bir saat içinde kattı sürdüler,
Şu delikli Taş'i ettiler mezar.
-13-
Dövülsün davullar, ötsün zurnalar,
Çevrilsin halkalar, oynansın Başbar.
Asuman titresin, coşsun nâralar,
Gözlerde özgürlük sevdası yanar.
-14-
Şehidim, şehidim, sen de kalk, uyan!
İşte bak hakikat, gördügün rüyan,
Taşı yok türbenin önüne dayan,
Bir fatiha, sana edem yadigâr.
-15-
Ta arşa yükselmiş taşsız mezarın,
Ne mutlu olsaydım tek türbedarın,
Heybetin, haşmetin, kutsal vâkarın,
Anlatayım yok ki; dilde bir tutar.
-16-
Selam sana, ey şehid yatanım!
Selam ey Bayrağım, benim öz kanım!
Selam Oltum, selam sana Vatanım!
Toprağına, taşına selam, ey diyar
-17-
Yurduma göz diken düşman, bunu bil,
Sonunda hep böyle olursun sefil
Simdi de, Kıbrıs'ta bir düşman gâfil,
Dur Urum, dur dedim, dur artık yeter!
(25 mart-1964) Oltu
|